Fotoğraf Sanatçısı ve eleştirmen Taylan Deprem artık yazıları ile mersinmeydan.com’da.
Kültür ve sanata dair eleştiri yazılarını mersinmeydan.com okuyucuları ile paylaşacak olan Taylan Deprem’in ilk yazısı yayınlandı.
Fotoğraf Sanatçısı ve eleştirmen Taylan Deprem artık yazıları ile mersinmeydan.com’da.
Kültür ve sanata dair eleştiri yazılarını mersinmeydan.com okuyucuları ile paylaşacak olan Taylan Deprem’in ilk yazısı yayınlandı.
İşte o yazı;
SANAT İYİLEŞTİRMEZ
Sanat, sandığımız kadar da vazgeçilmez değildi ya da hepimiz buna inanmayı her şeyden çok istedik.
Belki de başardık.
Sanat, vazgeçiştir. Vazgeçemediğiniz her şey kadar eksiktir sanat.
Siz bir şeylerden vazgeçseniz de vazgeçmeseniz de sizden çok kolay vazgeçilir.
Seçtiğiniz kuyudur aslında. Bir şekilde içinden çıkmadan görünür olamayacağınız derin bir kuyu.
Size bir sır vereyim; Sanat iyileştirmez!
Hiçbir zaman da böyle süslü iddiaları olmadı sanatın.
En çok da sanattan anlamayanların sesi yüksek çıkar bu iddiayı dillendirirken.
Ya da sanatı pazarlayanların.
Azgelişmiş toplumların en acı yanıdır sanat. Çoğu zaman da en acıtan yanı.
Meğer en kaba yanımızmış Sanat!
En hoyrat olduğumuz yanımız.
Hiçbir şeyi bu kadar yok saymamıştık.
Hiçbir kaybımız bu kadar kolay teselli olmamıştı.
Tüm dünya ortak bir savaş verirken, ortak halde yaptığımız bir şey daha var; sessizlik.
Onca güzellemenin bedeli ilk fırsatta ödetildi sessiz sedasız.
Nerdeyse bir buçuk yıldır yaşadığımız pandemi bizi her gün biraz daha kendiliğimizle hırpalarken sanat bize yetmedi.
Biz ise sanata hiç yetemedik.
Kurumların en ağır yüküydü sanat. Hiçbir zaman karlı bir yatırım değildi.
Hep bir kenar süsüydü.
Ne zaman toplumun gözünü kamaştırmak gerekse gözlere tutulan parlak bir ışıktı.
Belki de yaşadığımız bu süreçte her yer böylesine karanlıkken en muhtaç olduğumuz ışıklardan biriydi.
Oysa buna rağmen kimsenin o ışığa dokunmaya hiç de niyeti olmadı.
Bütün senfoniler umursamazlığı seslendirdi.
Kapalı gişe tanımı ilk kez yazıldığı gibi okundu sinemalarda.
Tüm sahnelerin açamadığı tek perdeydi gözümüze çektiğimiz perdeler.
İrtifa kaybeden dünyanın en ağır yükü gibi ilk kurtulmak istenilen sanat oldu.
O zaman gelin anlaşalım.
Sanat iyileştirmez.
Ve iyileştirmeyecek de.
Eğer gerçekten iyileştirebilen bir şey olsaydı sanat, şu an İYİ-leşmiş bir dünyanın yaptıklarından bahsedebilecek kadar sanatçıyı ağırlayan geçmişimize böyle mahcup olmazdık.
Sanat hep acıtacak sanat yapmayı tercih edenin canını.
Ve pazarlayanlar yine iyileştirme zırvalarından dem vuracaklar.
Yapmaya cesareti olmayanların alarak iyileşmeye çalıştıkları sanattır o “iyileştiren sanat”.
Mesela futbol. Hiçbir sanat futbol kadar iyileştirici değilmiş meğer.
Spor değil futbol!
Öğretmenlerden önce futbolcuların aşılanmasının konuşulduğu gerçek dünyada bütün sanatlar gerçeküstüdür.
Gerçeklerden bu kadar kopuk bir halde iyileşmeyi beklemek, yine gerçekler sayesinde uyanabileceğiniz bir halüsinasyondan başka bir şey değildir.
Geçecek.
Her takvim gibi,
Her yara gibi belki.
Ömrümüzün en sert geçen ayrılık dizeleri olacak bunlar belki kim bilir?
Yıkık dökük yarınlarımız olacak belki de.
Fakat
En yıkık dökük yanımız yine sanat olacak gibi…
Taylan DEPREM
Nisan 2021″
Doğru olup utandıran bir tespit.