Taylan Deprem yazdı: BİR TRİPOD BİR KAMERA

Köşe yazarımız Taylan Deprem, son günlerin popüler konusu Sedat Peker’in açıklamalarını kaleme aldı.

İşte o yazı;

“BİR TRİPOD BİR KAMERA

Kardeşlerim!

Diye başlıyor her videosunda.

Birden kardeşleri oluveriyorsunuz daha düne kadar kanınızda duş almak gibi aşağılık fantezileri olan bir “Fakir”in

Devamını biliyorsunuz. Ne diyor Fakir arkadaş?

“Bir tripod bir kameraya yenilecekler.”

Gerçekten ne oldu da ancak belindeki silahla dik durabilen omurgaya sahip bu zavallı fakirler, birdenbire bir kamera ve bir tripoddan medet umar hale geldiler?

Bir tripod ve bir kameranın bu kadar işe yarayabileceğini nereden biliyordu?

Aslında çok iyi biliyordu.

Bir tripod ve bir kamera sayesinde oralara geldi.

Son 30 yıldır bu milleti bir tripod bir kamerayla yendiler.

Otuz yıldır bellerinde bir silah bir de yayın akışı vardı. Bir tripod bir de kamerayla her akşam kafamıza boşalttılar kendi zihin fosseptikleriyle dolu dolu şarjörlerini.

Önce hafif tesirli yayınlarıyla topuklarımıza çalışarak bizi hizaya getirdiler. Tetiğe her bastıklarında “maraba talavoleee”  “ay memedali bey yardım edin lütfen”  diye bir ses çıkıyordu ve iki üç gün topallayıp öbür yayına kadar iyileşiyordun.

Sonrasında biraz daha ağır silahlarla üzerine gelmeye başladılar. Sen artık deli yürekleriyle cesaretin kitabını yazanların sayfaları arasında birer ayraç olmaya başlamıştın çoktan. Yetmedi.

Ağır silahlara geçtiler. Kurtların, yılanların, timsahların kol gezdiği vadilerden haftalık belgesel tadında yayınlar yaptılar. Her bölümde vadi büyürken sen küçülüyordun.

Ama olsundu.

Yeter ki vadi büyüsün senin ne önemin vardı?

Aslolan her bölümde biraz daha büyüyen koca vadinin bekasıydı.

Kimse ayıkmadı.

Vietnam’a karşı ancak film setlerinde büyük zaferler kazanabilen Amerikan Halkının coşkusu gibi her bölümde inceden okşanan milli gururunla gaza gelip, bölümler arasında geçen zamanlarda hobi olarak asgari ücretin altında sigortasız vakit geçirmeye çalıştın. O asgari ücret ki bir tanesiyle o siyah pardösüyü bile alamıyordun. Ancak su tabancası ve tespih alabilirdin.

Siyah pardösü alma hayaliyle otuz yıldır ekran başından ayrılmayan aziz milletim, sen her şeyin en iyisini biliyordun hep.

Ömrünü bir kamera ve bir tripoda adamış insanların çektiği filme “çohh uzun yeaaaa” diye çemkirirken şimdi seni bir kamera bir tripodla kurtaracağını sandığın Fakir’in yayınlayacağı yeni bölümleri kaçırmamak için uykusuz kalıyorsun.

Sahi mi?

Gerçekten de yenilecek olanlar yenilecekler mi bir tripod ve bir kameraya?

Kamera başka tarafa döndü bir kere.

Gişe de yaptı.

Bu dizi daha çok sezon götürür ama gel gör ki hasılatı yine yapımcı toplar.

Sen çok heveslenmeden vaziyet al bence.

Çünkü bu set fena karışacak.

Tripodların havada uçuşması yakındır.

Bunca yıl  içindekini koruyamadın bari kafanın kendisini koru bir defalık da olsa.”