Mersin’de sağlık iş kolunda hizmet veren çalışanların bağlı bulunduğu sivil toplu örgütleri düzenledikleri basın açıklaması ile iktidarın pandemi yönetimini sert bir dille eleştirdi. Basın açıklamasını okuyan Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen “Bugün buradayız çünkü ölümleri görmeye tahammülümüz kalmadı, meslektaşlarımızın tükendiğine tanıklık etmeye tahammülümüz kalmadı!” dedi.
Özgür Çocuk Parkı’nda düzenlenen basın açıklamasına, Mersin Tabip Odası, Mersin Dişhekimleri Odası, Mersin Eczacı Odası, Mersin Alie Hekimleri Derneği, SES Mersin Şubesi, Genel Sağlık-İş Mersin Şubesi, Birlik Dayanışma Sendikası ile siyasi partiler ve diğer sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Grup adına açıklamayı okuyan Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan iki haftalık ‘kısmi kapanma’nın 1 Mart’tan bu yana uygulanan ‘kontrolsüz normalleşememe’ halinin ne denli başarısız olduğunun ifadesi olduğunu söyledi. Yeni kısıtlamalar adı altında alınan önlemlerin de iktidarın pandemi sürecine dönük bilimdışı bir anlayışının ürünü olduğunu belirten Antmen, alındığı söylenen önlemlerin, ölümleri durdurmayacağını, sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorlu koşulları değiştirmeyeceğini kaydetti.
Pandeminin yoksulları ve işçileri vurmakta olduğunu dile getiren Antmen “Her gün bir uçak dolusu yurttaşımızı toprağa veriyoruz. Her gün yurttaşların on binlercesini hasta eden pandemiyle ve pandeminin kötü yönetimiyle karşı karşıyayız. İktidar bilimin, meslek örgütlerinin sesine kulağını tıkamakta, sermayenin çıkarlarına uygun kararları uygulamaktadır. Bu tedbirler paketi halkı oyalama paketidir. Yaşadıklarımız, Gabriel Garcia Marquez’in ‘Kırmızı Pazartesi’ romanındaki gibi her şeyin herkesin gözü önünde olmasını andırıyor. Böyle olacağını başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bütün yönetenler biliyordu. Ancak tüm uyarılarımıza rağmen gereken önlemleri almak yerine tabloyu seyretmekle yetindiler. Baştan beri yaptıkları gibi hala salgını yönetmek yerine algıyı yönetmeye çalışıyorlar; ‘aşı umudu tacirliği’ yaparak insanları oyalıyorlar. Mızrak çuvala sığmayınca da ‘Maske, Mesafe, Hijyen’ tekerlemesiyle suçu vatandaşlara atıyorlar” ifadelerini kullandı.
Pandeminin başından itibaren mesleklerinin ve meslek örgütlerinin yüklediği sorumlulukla söylenmeyeni söylemeye, görünmeyeni görünür kılmaya çalıştıklarını beyan eden Dr. Mehmet Antmen “Halk sağlığını önceleyen bilimsel bilgiler ışığında salgının ilk gününden itibaren Sağlık Bakanlığı ile görüşmeler talep ettik, randevu taleplerimize yanıt gelmedi. 50 metreye varan yazılar yazdık, cevap alamadık, medya aracılığıyla uyardık yapılması gerekenleri söyledik ama duyulmadık. Bugün buradayız çünkü duymama görmeme şansınız yok, bugün buradayız çünkü ölümleri görmeye tahammülümüz kalmadı, meslektaşlarımızın tükendiğine tanıklık etmeye tahammülümüz kalmadı!” dedi.
“Gelinen noktada, eksik, yanlış, tutarsız politikalar, başarısız salgın yönetimi neticesinde kontrol altına alınamayan COVID-19 pandemisi üçüncü ve en büyük pikini yapıyor” diyen Dr. Antmen, günlük vaka sayılarının 60 bine dayandığını, can kayıplarının gerçek rakamların ancak üçte birini yansıtan resmi rakamlarda bile 250’yi aştığını söyledi. Antmen “Hastanelerimiz COVID-19 hastalarıyla doldu, yeni açılan servisler dahi ihtiyacı karşılamaya yetmiyor, yoğun bakımlarda yer bulunamıyor. Her gün çaresizlik içinde yeni ölümlere tanıklık etmekten tükeniyoruz. Bu tablodan sadece COVID-19 hastaları değil, COVID-19 dışı hastalarımız da mağdur oluyor, ertelenemez sağlık sorunları için gereken hizmete ulaşamıyorlar. Yeter! Bin defa yeter! Bu kâbusu hep birlikte durduralım” dedi.
Son durumda acil adımlar atılması gerektiğinin altını çizen Antmen şunları kaydetti: “Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu artık kabul edilmeli; sağlığa bütüncül bakan toplum ve sağlık örgütlerinin katılımıyla dayanışma içerisinde yeni bir sağlık sistemi kurulmalıdır. Pandemi ile mücadele, derhal geniş katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek ve meslek örgütleri ve toplum dahil edilmelidir. Bilimsel kriterlere uygun filyasyon çalışmalarına hızla başlanıp salgının ilk kaynağına ulaşılmalı, bireyler hastalanmadan veya hastaneye gelmeden gerekli adımlar atılmalıdır.Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğratılmadan; AVM, fabrika, lokanta, atölye, şantiye gibi kalabalık ve kapalı alanlar derhal kapatılmalıdır. En az 14 gün, tercihen 28 gün zorunlu üretim alanları dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır. Zorunlu üretim alanlarında çalışanlar için işyerine ulaşmada ve iş yerlerinde fiziksel önlemler alınmalı, dönüşümlü çalışma modelleri ile çalışma ortamlarında bulunan sayısı azaltılmalıdır. Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli ve yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı, yurtdışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalıdır. Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili bir aşılama programı uygulanmalıdır. Aşı temini ile ilgili süreç şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı, toplumun önüne net bir aşı takvimi konulmalıdır. Mevcut durumda hızlı aşılama salgınla mücadelenin en önemli parçasıdır. Aşıda patenti ortadan kaldıracak uluslararası adımlar atılmalıdır. Sağlık çalışanlarının mevcut pandeminin yükü yetmezmiş gibi iktidarın vurdumduymazlığıyla daha da tükendiği görülmelidir. COVID-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi gibi basit bir adımın bile atılmaması halen bir ayıp olarak ortada durmaktadır. Halen atanmayı bekleyen ve KHK ile gerekçe gösterilmeden ihraç edilmiş tüm sağlık çalışanları hızla salgınla mücadelede yerlerini almalıdır. Sağlık çalışanları artık dinlenebilmelidir.”
Açıklamanın sonunda bilim insanları ve topluma çağrıda bulunan Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, verilerin kamuoyu ile paylaşılmadığı, bağımsız bilimsel çalışmaların engellendiği şartlarda sınırlı sayıda da olsa eldeki mevcut verileri ile ülkenin, bölgelerin, risk gruplarının özgün durumlarının gösterilmesi gerektiğini söyledi. Bilim insanlarının yayın üretme konusunda Bakanlığın çizdiği çerçevenin dışına çıkması gerektiğini savunan Antmen, TTB’nin bilimsel sorumluluğu almaya hazır olduğunu kaydetti.
Topluma çağrı noktasında ise Antmen şunları kaydetti: “Sosyal haklarımızın korunması; temel gıda, su, ısınma, barınma, temizlik ihtiyaçlarınızın karşılanması salgınla mücadelede iktidarın görevidir. Temiz hava, güneş ve fiziksel hareketliliğinizi sağlayacak alanlar ve düzenlemeler organize etmek yine iktidarın sorumluluğundadır. Ekonomik çıkarlar için sağlığımızı hiçe atarak çalıştırıldığımız işyeri ortamlarına gitmemeyi talep etmek en doğal sağlık hakkı talebimizdir. Hareketliliği azaltıp bulaşı önlememiz için ekonomik destek, zamanında aşılanma, şeffaf bilgi edinme yurttaşlık haklarımızdır.Uyarılarımıza rağmen yanlış sağlık politikalarında ısrar edilmesi, sosyal cinayettir.
“PANDEMİ DEĞİL ALGI YÖNETİLİYOR”
Toplumun ve sağlık çalışanlarının canını ve sağlığını riske atan vurdumduymazlığına daha fazla tahammülümüz kalmamıştır.Siyasi ve ekonomik çıkarları değil insanı önceleyin! Artık tükendik, söylenecek sözümüzü tükettik. Çığlığımızla buradayız! Bu çığlık hepimizin!.”